Baksende

Blog Zamanı ...

Pop İdol

Leon

Sürekli Yorgunluk Hissi


Araştırmalara göre, modern insanın vücuduyla ilgili şikâyetlerinin başında sürekli ‘yorgunluk’ hissi geliyor. Hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın, günümüzde yorgunluk, en sık rastlanan yakınmalardan biri… Üstelik, subjektif bir yakınma olan yorgunluğun bir hastalık olarak tanımlanması da kolay değil.

Büyük şehirlerde yaşayan insanların hayatları, gelişen teknolojilerin de yardımıyla şimdi her zamankinden daha kolay: Merdiven çıkmak zorunda değiliz, asansörlerimiz var… Alışverişimizi internetten yapıyor, yemeğimizi ayıklanmış, paketlenmiş malzemelerden mikrodalga fırınlarda hazırlıyoruz. İşimize otomobille gidiyoruz. Evimizdeki elektronik aygıtlar sayesinde, yerimizden kalkmadan telefonla konuşuyor, televizyon seyrediyoruz… İşte şehirli insanın refahını simgeleyen bu unsurlar bir yandan hayatı kolaylaştırırken, diğer yandan sağlığımızı önemli derecede etkiliyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireyler olarak günlük yaşamımızda en çok yorgunluktan yakınıyoruz… Uzun ve yorucu bir günün sonrasında, doyurucu bir uyku ile ertesi sabah yeni güne tam bir enerji ile ve tazelenmiş olarak başlayabiliyorsak, sorun yok demektir. Ya tersi söz konusu ise ve bu durum düzelmiyorsa… İşte o zaman kronik yorgunluktan söz edilmeye başlanıyor.

2000 yılında Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre; yaklaşık iki 2 Fransız’dan biri, son 12 ay içinde bir ya da bir haftadan fazla süreyle yorgunluk çektiğini belirtiyor. Bu kişilerin dörtte birinde yorgunluk yakınmasının, bir hastalığın belirtilerinden biri olduğu anlaşılıyor.

Yorgunluk önemli bir sağlık sorunu…
Toplumda en sık görülen yakınmaların başında ‘yorgunluk’ sorunu geliyor. Yorgunluk kimi zaman aşırı bir efor sonrası gelişip, dinlenme sonrası ortadan kalkarken; kimi zaman da fizik aktivitelerden bağımsız olarak gelişiyor ve sürekli bir yakınma olarak karşımıza çıkıyor. Kas yorulması, tükenmişlik, uykululuk hali, güç kaybı, depresyon, bitkinlik gibi durumlar hastalar tarafından yorgunluk yakınması olarak dile getiriliyor.

Yorgunluk yakınması ciddiye alınması gereken bir durumdur; çünkü:
Altta yatan önemli bir hastalığın belirtisi olabilir (hipotiroidizm, B12 vitamin eksikliği, kanserler, bağışıklık sistemi hastalıkları ve önemli enfeksiyon hastalıkları gibi)

Tedavi gerektiren psikiyatrik bir hastalığın bulgusu olabilir.

Yorgunluk şikâyetinin şiddetine göre kişinin iş yaşamı, özel yaşamı, sosyal ilişkileri, yaşam kalitesi bozulabilir. (Araştırmalara göre kronik yorgunluk sendromu tanısı alan hastaların dörtte birinin işsiz kaldığı bildiriliyor.)

Multipl skleroz, lupus gibi pek çok hastalıkta, bireyin özürlülüğünü artıracak şiddette yorgunluk yakınmasının da tabloya eşlik ettiği biliniyor.

Yorgunluk yakınması bazen hastalığın yol açtığı tablonun da önüne geçebilecek kadar ağır sonuçlar verebiliyor.

Yorgunluğun nedenleri
Bağışıklık sistemi, hormonlar ve sinir sistemi ile genetik ve çevresel faktörlerin de hastalığın gelişimi konusunda etkin olabileceğini düşündüren araştırmalar bulunmaktadır. Ancak yorgunluğun kesin nedeni henüz ortaya konamamıştır.

Yorgunluk yakınmasına neden olan pek çok hastalık bilinmektedir. Bunların büyük bölümü tedavi edilebilir hastalıklardır. Bu hastalıklar arasında sayabileceklerimiz:
Hipotiroidizm

Diyabet

Uyku-apne sendromu ve uyku bozuklukları

Depresyon ve psikiyatrik bozukluklar

Subakut-kronik enfeksiyonlar (hepatit, AIDS, Tbc, kronik mononükleozis)

Yeme bozuklukları, beslenme hataları

Kanser

Nörolojik hastalıklar (multipl skleroz, inme, kas hastalıkları)

Bağışıklık sistemi hastalıkları (romatoid artrit, lupus)

İnflamatuvar bağırsak hastalıkları

Hormonal bozukluklar

Obezite

Alkol ve madde bağımlılığı

Kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak

Kronik yorgunluk sendromu (KYS)
Kronik yorgunluk sendromu (KYS); yatak istirahatı ile düzelmeyen, fizik ve mental aktivitelerle daha da kötüleşebilen nitelikte bir yorgunluk yakınmasının ön planda bulunduğu, kompleks bir hastalıktır. Yorgunluğun yanı sıra güçsüzlük, kas ağrıları, bellek bozuklukları, konsantrasyon sorunları, uyku bozuklukları ve egzersizden sonra 24 saatten uzun süren yorgunluklar da KYS olasılığı akla gelmelidir.

40 - 60 yaş arası kadınlarda daha sık rastlanmasına rağmen, her iki cinste ve tüm ırklarda, her yaş grubunda ve farklı sosyoekonomik gruptan bireylerde yorgunluk görülebilmektedir. Hastalığa erişkinlerde daha sık rastlanmaktadır. Hastalığın nedeni henüz bilinmemekle birlikte; özgün bir tanı testi ya da laboratuar testi de yapılamamaktadır. Vurgulanması gereken nokta; KYS tanısı konmadan önce yorgunluk yakınmasına neden olabilecek tüm diğer nedenlerin dışlanması gerektiğidir.

Tanı kriterleri
Yorgunluğa neden olabilecek diğer tıbbi nedenler haricinde 6 ay ya da daha uzun süredir devam eden şiddetli yorgunluk

Aşağıdakilerden faktörlerden en az 4 tanesinin bulunması durumu:
- Kısa-dönem bellek ya da konsantrasyonda bozulma
- Boğaz ağrısı
- Duyarlı lenf nodülleri
- Kas ağrısı,
- Birden fazla eklemde ağrı (şişlik yada kızarıklık olmaksızın),
- Yeni gelişen-farklı özellikler taşıyan baş ağrısı,
- Dinlendirmeyen uyku
- Egzersiz sonrası 24 saatten uzun süren kırgınlık

Yorgunluk konusunda artık ülkemizde de bir merkez var
Yurtdışında örnekleri bulunmakla birlikte, ülkemizde henüz yorgunluk yakınması olan kişilerin başvuracağı bir merkez bulunmaması olgusundan yola çıkan Prof. Dr. Osman Müftuoğlu, Nöroloji Uzmanı Prof Dr. Ayşe Altıntaş, Psikiatri Uzmanı Samuray Özdemir, Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Evren Altınel, Klinik Psikolog İlknur Yılmaz’dan oluşan Yaşasın Hayat Ekibi, ‘Yorgunluk Tanı ve Tedavi Merkezi’ni Akaretler’deki Yaşasın Hayat Kliniği bünyesinde hizmete sunuyor.

Yaşasın Hayat Kliniği Yorgunluk Tanı ve Tedavi Merkezi, Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor. Yaşasın Hayat Kliniği Yorgunluk Tanı ve Tedavi Merkezi’nde hastalar; aile hekimi uzmanı, dahiliye ve nöroloji uzmanları, psikolog ve beslenme uzmanı tarafından değerlendirilmekle birlikte; hastalırın yorgunluk yakınmasına neden olabilecek temel hastalıklar açısından laboratuvar tetkikleri gerçekleştiriliyor. Gerek görüldüğünde hastalar, konsültan romatolog ve psikiatrist tarafından da muayene ediliyorlar.

Başvuru sonrasında hastanın yorgunluk yakınması ayrıntılı olarak sorgulanıyor, tıbbi geçmişi ve aile özellikleri, sosyal ve çalışma koşulları irdeleniyor. Aile hekimi tarafından genel sistemik değerlendirilmesi tamamlandıktan sonra hasta, uzman psikolog tarafından görüşmeye alınıyor, Beck depresyon testi ve gereğinde anksiete testleri uygulanıyor. Ardından nörolojik yönden değerlendirilen hasta, tüm muayene ve tetkiklerinin sonuçları ile birlikte gözden geçiriliyor. Tanı konusunda ek testlere ya da ek konsültasyonlara gerek duyuluyorsa bu tetkikler hasta ile görüşülerek organize ediliyor. Tüm değerlendirme tamamlandıktan sonra, hastaya tıbbi durumu konusunda bilgi veriliyor ve gerekli tedavileri düzenleniyor.


Kaynak : http://www.menshealth.com.tr

Ne Demişlerrr

Bulunduğun yerden memnun değilsen;

Ya bir yol bul

Ya bir yol aç

Ya da yoldan çekil !!!

Arıların esrarengiz biçimde ortadan kayboluşunun sırrı çözüldü...



Cep telefonları insanlığın sonunu getirebilir!

Hindistan'da yapılan bir araştırma arıların yok oluşundaki sırrı ortaya çıkardı. Araştırmaya göre arıların ölümüne cep telefonlarının sinyalleri neden oluyor. Bilim insanları arılar yok olursa insan uygarlığı da sona erer diyor.

Arıların esrarengiz biçimde ortadan kayboluşunun sırrı çözüldü... Araştırmadan çıkan sonuç doğruysa yakında arıların yok olması nedeniyle insanlık da varlığını sürdürememe tehdidiyle karşı karşıya kalacak. Arıların esrarengiz biçimde ortadan kaybolduğu haberleri son zamanlarda sıkça gündeme gelirken bilim adamları ise arıların olmadığı bir dünyada, yaşamın yok olacağı uyarısını yenileyip duruyor. Hindistan haber ajansı "Press Trust of India"da yer alan habere göre, çevreci zooloji profesörü Dr. Sainudeen Pattazhy'nin başlattığı araştırma, cep telefonlarının çiçeklerin özünü toplayan işçi arılarının ölümünde etkili olduğunu gösterdi. Hindistan’ın Kerala eyaletinin çeşitli noktalarında yapılan arı kovanı ölçümlerinde, arıların azaldığı belirlendi. Patthazhy'nin yaptığı bir deneyde, bal kovanının yanına yerleştirilen cep telefonunun koloniyi 5- 10 gün içinde dağıttığı ortaya çıktı. Cep telefonunun yaydığı manyetik alan nedeniyle işçi arılarının kovana dönemedikleri gözlemlendi.AFP


(Radikal)

Görmeyenler dilleriyle görecek



Görmeyenler dilleriyle görecek

Görme engellilerin dillerini kullanarak görebilmelerine imkân verecek “lolipop” tarzı elektrikli bir cihaz geliştirildi.

BrainPort” adı verilen olağanüstü cihaz, mini bir kamera tarafından çekilen görüntüleri, dil üzerinde hissedilebilen bir dizi elektrik titreşimine dönüştürüyor. Ardından sinirlerin beyne yolladığı mesajlar, söz konusu elektrik tınılarını görüntülere dönüştürüyor. Sadece bir günlük uygulamadan sonra cihazı kullananlar beyinlerinde şekilleri ve hareketleri ayırt etmeyi ve levhaları okumayı başardı. Hatta bazılarının nesneleri sadece 15 dakikalık eğitim sonrası açıklayabildiği görüldü. Cihazı test eden görme özürlü bir kişi, ilk harfi okuyabildiğinde ağlamaya başladı. “BrainPort”un bu yılın sonunda satışa çıkması bekleniyor. Göz sağlığı konusunda araştırmalar yapan Lighthouse International adlı kurumdan Dr. William Seiple, dört görme engelli gönüllünün asansörde kapı ve düğmeleri bulduğunu, çatal ve kaşıkları ayırt ettiğini, harfleri ve rakamları okuyabildiğini söyledi.

(Hürriyet)

ÖRGGGGÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ

Eveeettt geçtiğimiz hafta örüp bitirdiğim ama sökmek zorunda kaldığım hırkaya dün akşam itibariyle yeniden başlamış bulunuyorum.









Şu an itibariyle gelmiş olduğum aşama..









Bitince de böyle olcak :)

(tabiiki bende daha güzel durur :P)